Dernek Başkanımız Dr. Etem Beşkonaklı'nın TUBA web sayfasında yayınlanan yazısı

turknorosirurji.org.tr /

 ÖNCE DÜŞÜN!

"VÜCUDUNU KORUMAK İÇİN AKLINI KULLAN"

"Yorgun ve uykusuzdum" 18 kişilik ölümlü bir kaza sonrası TIR şoförünün söylediği sözler böyle idi. Bu ve benzeri sözleri gazetelerin 3. sayfalarında okudukça kaza sonucu ölümleri herhalde çok doğal karşılamaya başladık. Toplum olarak tepkisizliğimizin sebebi her zaman olduğu gibi yeterli bilgi sahibi olmamamıza bağlanabilir. Ancak burada şu soru hemen sorulmalıdır: Neden bilgi sahibi değiliz? Toplum önderleri-sivil toplum örgütleri yeterli bilgiyi vermiyorlar mı? Eğitim kurumları bu konuda ne yapıyor? Toplumu aydınlatmakla görevli olduklarını söyleyen (!) basın-yayın kurumları bu görevleri için neler yapıyorlar? Yasama ve yürütme organları bu konuda gerekli önlemleri alıyor mu? Acaba hepsi tamam da toplum bunları almakta mı direnç gösteriyor? Sorular çok fazla ancak verilebilecek yanıtlar sorulardan daha fazla durumda! İnsan hatası, trafik sistemi hatası, eğitim sistemi hatası vb. vb.

Her ne olursa olsun ana görev yurdumuzun bilgili ve aydın insanlarına düşüyor. Bütün toplumlarda %5 civarında var olduğunu kabul ettiğimiz bilgili, ülkesi ve toplumunun iyiliği için çalışıp, fikir üreten bilim insanları, edebiyatçılar, sanatçılar, düşünürler, planlamacılara acaba bizim toplumumuz sahip değil mi? Yoksa varlar da bir yerlerde kayıp mı oldular, ya da (bunu söylemek çok üzücü) yine bu toplum tarafından kayıp mı edildiler…

Bu sorgulayıcı girişten sonra herhalde bir durum tespiti ve neler yapılabilir konusuna girmek iyi olacak…

* Trafik kazaları bütün Dünya'da ölüm ve yaralanmaya neden olan kazalar arasında birinci sıradadır. Bütün travmalar içinde en yüksek ölüm ve sakatlık sebebi ise kafa ve omurilik yaralanmalarıdır. Ülkemizde kaza verileri bize ayrıntılı bilgi vermekten çok uzaktır. Bu durumun en önemli sebepleri arasında kaza raporları ve hastane kayıtlarının sağlıklı olmayışı, ülkemiz sigorta-sigortacılık sistemlerinin çağdaş ülkeler seviyesinde olmaması sayılabilir.

* Trafik kazaları, ölüm nedenleri arasında genç yaş grubunda birinci sırada, orta yaş grubunda 3. sırada yer almaktadır.

* Uluslar arası yol verilerine göre; her 100 kilometredeki kaza ve ölümler incelendiğinde ülkemiz kaza başına ölüm oranında birinci sıradadır.

* Ülkemizde fiziki ve ruhsal yönden araç sürmemesi gereken kişilerin araç ve ehliyet sahibi olduklarını görmek nadir değildir (duymayan, görmeyen, bir uzvu olmayanlar, sarhoşlar…).

* Son 20-30 yıl içinde gelişmiş ülkelerde alınan önlemlerle kazalar ve kaza sonrası oluşan ölüm ve sakatlık sayısında ciddi iyileştirmeler sağlanmıştır. Ülkemizde bu ülkeler kaynaklı araç iyileştirmeleri dışında ciddi iyileştirmeler olduğunu söylemek bir hayli zordur.

* Trafik kazasına bağlı ölümler oluş zamanına göre incelenecek olursa, olay anı ve olay yeri ölümleri %50'lik bir oranla birinci sıradadır. Yani travmaya bağlı ölümlerin yarısının hastane öncesi nakil veya hastane tedavisiyle hiç ilgisi yoktur. Bu ölümleri önlemenin tek yolu kaza olmasını engelleyici ve koruyucu önlemlerden geçmektedir. En sık 2. ölüm zamanı ise (%30) ilk 3 saat içinde ölenlerdir. Bunu azaltmanın yolu ise hastane öncesi düzenlemelerle ilgilidir(araçtan çıkarma, yaralı sınıflandırması, tam donanımlı hasta nakil araçları ve iyi eğitilmiş acil tıp teknisyen ve hemşireleri)

* Asıl sorun; kaza sonucu ölümün verdiği ailesel ve sosyal yaraların ötesinde, hasta ve sakat kalanların yaşadığı acıdır. Ne acıdır ki birçok tıp doktoru kendi en yakınları tarafından bile bir şekilde terkedilmiş hasta ve engelli olayını gözlemlemiştir. Bu bazen yoğun bakım seviyesinde bile olabilmektedir. Burada Richard Dreyfus'un oynadığı " whose life is it anyway" filmini de hatırlatmak isterim. Ülkemiz maalesef engelliler için hiç kolay bir ülke değildir. Bütün bu nedenlerle bir şekilde kazaların olmasını, olan kazanın en hafif atlatılmasını, daha sonraki tedavi basamaklarının en iyi düzeyde tutulmasını, ruhsal ve fiziksel engelliliği en aza indirici projelere ve sistemlere gereksinimimiz vardır.

Bunları kısaca özetlemek gerekirse:
Seviye 1: Kaza olmamasına yönelik önlemler
Seviye 2: Kaza sırasında en az hasara yönelik önlemler
Seviye 3: Kaza yeri ve hastanede önlemler
Seviye 4: Hasar sonrası sakatlığı azaltıcı önlemler.

Bunun için en önemli basamak ise Okul Öncesi ve İlk Öğretim de eğitim, aileler, Liseler, Spor Merkezleri, Profesyonel sürücüler/tüm sürücüler için ise ciddi öğretim teknolojilerinin kullanılmasıdır. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü, Karayolları, Milli Eğitim, Sağlık, Adalet Bakanlıkları, Sigorta kurumları, TBMM ve benzeri resmi kurumlar yanında tüm Sivil Toplum Örgütleri bu konu için harekete geçirilmelidir.

Türk Nöroşirürji Derneği'nin Dünya örneklerine benzer şekilde konuyla ilgili oluşturduğu "Önce Düşün" çalışma grubu bu konuya dikkat çekici eğitim toplantılar yapmakta ve eğitim programları hazırlamaktadır. Ayrıca yukarda sayılan tüm resmi ve sivil örgütlerle ortak çalışmaya da hazır bulunmaktadır.

Doç. Dr. Ethem Beşkonaklı
Türk Nöroşirürji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroşirürji Klinik Şefi